[The following petition was posted in Turkish and English on 29 July 2013. The statement has been lightly edited for stylistic purposes. For the original version of this petition, and a complete list of signatories, please click here. To sign the petition, send your name and the name of your affiliated academic institution to academicsprotestfacebook@gmail.com.]
We, the undersigned academics, condemn Facebook for increasingly having exercised political censorship against opposition Facebook group pages in Turkey. Over the course of Gezi Protests in Turkey, Facebook has blocked a considerable number of group pages that were created and followed by people who believed in the transformative political power of social media. Facebook has closed down many of these pages on the basis of groundless accusations, such as containing pornographic and sexual contents. These pages were the key agents of social media-based political mobilization during the protest wave in Turkey in June 2013, and since then have been followed by high number of Facebook users. Among many others, these censorship policies have targeted Ötekilerin Postası (an activist group page with 138,000 followers); Peace and Democracy Party, BDP (the Kurdish Political Party, with thirty-two members in the Parliament and 181,000 followers); Sırrı Süreyya Önder (an opposition deputy in the Turkish Parliament, with 387,000 followers); and Say No to Racism and Nationalism (Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De, an activist group page, with 48,000 followers, closed in January)
We have deep suspicions regarding the existence of a possible collaboration between the Facebook Corporation and the Turkish government in order to silence the political opposition in Turkey. This suspicion has been strengthened, especially after the Turkish Minister of Communication stated “Facebook, unlike Twitter, has been in coordination with us for a long time.” The number of pages that were closed down by Facebook has increased rapidly after this statement.
We, the undersigned academics, have been encouraging our students to use social media because we strongly believe in the emancipatory power of social media vis-à-vis conventional media outlets. The conventional media has failed to inform the public during the protests because of established cooperation with or strong pressure from the Turkish Government. In the meantime, for many people, social media has increasingly meant freedom of speech, grassroots democracy, unlimited capacity, and enhanced desire to communicate about various aspects of their lives without any hesitation. Politics is one of these aspects of human life as much as culture, sports, and humor, which can easily find a place in Facebook. Unfortunately, facing the censorship policies by Facebook, we are feeling increasingly disappointed because of the threats and challenges to the above-mentioned emancipatory promise of the social media. The recent one-day boycott in Turkey against Facebook has shown the level of grievance for these censor policies among the general public.
We would like to remind Facebook that people now have the right to express their political views and organize their demands through social media and that the real addressees of Facebook are not the governments but the people.
We ask the Facebook Corporation to re-activate all of these opposition pages as soon as possible and to take necessary steps in order to ensure the continuation of freedom of speech in the social media, which has been under serious challenge from Facebook Turkey.
Sincerely,
***
Akademisyenler Facebook`un Türkiye`deki Sansürcü Politikalarını Protesto Ediyor
Bizler, aşağıdaki imzası bulunan akademisyenler olarak, Facebook’u Türkiye’deki siyasi muhalefete uyguladığı sansür politikalarından ötürü kınıyoruz. Gezi eylemleri süresince Facebook, sosyal medyanın dönüştürücü gücüne inanan insanlar tarafından oluşturulan ve takip edilen çok sayıda grup sayfasının yayınına son vermiştir. Facebook, bu sayfaları porno ve seks içeriği taşımak gibi temelsiz suçlamalar üzerinden kapatmıştır. Bu sayfalar, Haziran 2013’te Türkiye’de gerçekleşen sosyal medya temelli politik mobilizasyonun kilit aktörleriydiler ve o günden bu yana çok sayıda Facebook kullanıcısı tarafından takip edilmekteydiler. Bu süreçte Facebook’un bu sansür politikaları, Ötekilerin Postası (138 bin takipçi), Barış ve Demokrasi Partisi (181 bin takipçi), Sırrı Süreyya Önder (387 bin takipçi), Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De (48 bin takipçi) ve daha bir çok grup sayfasını hedef almıştır.
Bizler, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Facebook arasında Türkiye’deki siyasi muhalefeti susturmak amacıyla gerçekleştirilmiş bir işbirliğinin bulunduğuna dair derin bir şüphe taşımaktayız. Bu şüphe, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ‘Facebook uzun zamandır Türk makamlarıyla uyumlu bir çalışma içinde bulunuyor’ açıklamasını yaptıktan sonra daha da güçlenmiştir. Facebook’un kapattığı sayfaların sayısı bu açıklamanın ardından hızla artmıştır.
Bizler, aşağıda imzası bulunan akademisyenler olarak, sosyal medyanın klasik medya organları karşısındaki özgürleştirici gücüne yürekten inandığımızdan ötürü, öğrencilerimizi bu güne kadar sosyal medyayı kullanmaları konusunda teşvik etmiştik. Klasik medya, ya hükümetle kurduğu işbirliği çerçevesinde ya da Türk Hükümeti’nden gelen baskılar neticesinde, Gezi Eylemleri sırasında kamuoyunu bilgilendirme işlevini yerine getirmemiştir. Bu sırada, bir çok insan için sosyal medya gittikçe daha fazla ifade özgürlüğü, tabandan gelen demokrasi ve insan yaşamının çok çeşitli mecraları hakkında sınırsızca iletişim kurma gücü ve arzusu anlamına gelmiştir. Siyaset, tıpkı Facebook’ta kolayca yer bulabilen kültür gibi, spor gibi, mizah gibi, insan hayatının temel unsurlarından biridir. Fakat, Facebook’un sansür politikaları sonrasında, sosyal medyanın özgürleştirici gücüne yönelik bu tehdit bizlere derin bir hayal kırıklığı yaşatmaktadır. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Facebook’a karşı bir günlük boykot da, kamuoyunun bu sansür politikaları karşısındaki rahatsızlığının göstergesidir.
Bizler Facebook’a hatırlatmak istiyoruz ki, insanlar artık sosyal medya üzerinden siyasi görüşlerini ifade etmek ve taleplerini yükseltmek hakkına sahiptirler. Facebook’un gerçek muhatapları hükümetler değil, halklardır.
Bizler, Facebook’tan, Türkiye’deki muhalif sayfaları en kısa sürede tekrar açmasını ve Türkiye’deki faaliyetlerinde ifade özgürlüğünü güvence altına almasını talep ediyoruz.
Saygılarımızla